Her kötü huyunu bir diken bil
Diken, güçlenmede, boy atmada... Diken sökecekse kocalmada, gücü kuvveti eksilmede.
Diken, her gün, her solukta daha da yeşermede.
O, daha da gençleşiyor; sen, daha da kocalıyorsun.. Tez ol, vaktini boş geçirme.
Her bir kötü huyunu bir diken bil; dikenler, kaç keredir ayağını yaraldı.
Kaç kere, kötü huyun yaraladı seni; fakat sende duygu yok ki; duygusuz yaratılmışsın.
Çirkin huyunun, başkalarını yaraladığını bilmiyorsan.
Kendi yarandan da haberin yok değil ya; sen hem kendine azapsın, hem başkalarına.
Şehvete batan bir daha çıkamaz
Kendine gel a yolcu, kendine gel! Akşam oldu, ömür güneşi kuyuya düşmek üzere.
Aklını başına al da yarın deme; nice yarınlar geçti... Ekin çağı büs bütün geçmesin bari.
Öğüdümü dinle: Beden, güçlü bir bağdır; gönlün yeniye bakıyorsa eskiyi çıkart.
Şehvetleri, tadları boşlamaktır cömertlik. Şehvete batan, bir daha çıkamaz.
Bu cömertlik, cennet selvisinden bir daldır; vay böyle bir cennet dalını elinden çıkaranın hâline.
Yok olan şu dünyâ, var gibi görünmede. O var olan dünyâsa pek gizlenmiş.
Sevgi acılan tatlılaştırır
Sevgiden, acılar tatlılaşır; sevgi yüzünden bakırlar, altın olur.
Sevgi yüzünden tortular durulur, arınır. Sevgiden dertler şifâ bulur, sağalır.
Sevgiden, ölü dirilir; sevgi yüzünden pâdişâh kul kesilir.
Bu sevgi de, bilginin sonucudur; saçma sapan şeylere kapılan, nasıl olur da böyle bir tahta oturur?
Topluma dost ol
Yol arkadaşlarını arayıp sormayı gerekli bil; ister yaya olsun, ister atlı.
Hattâ düşman bile olsa bağışta bulunmak iyidir; bağış yüzünden nice düşman, dost olur gider.
Dost olmasa bile kini azalır; çünkü bağış, kine merhemdir.
A iyi dost; daha da çok faydası var; var ama sözü uzatmaktan korkuyorum.
Sözün kısası şu: Topluma dost ol; put yapan gibi taştan bile kendine bir dost düz.
Çünkü topluluk, kervan halkının çok oluşu, yol kesicilerin bellerini kırar; mızraklarını köreltir.
Yalancının vefası yoktur
Eğri, yalancı kişinin, dinde vefası yoktur; her zaman andını bozar o.
Gerçek kişilerin, anda ihtiyaçları yoktur; çünkü onların iki aydın gözü vardır.
Andı, ahdi bozmak, ahmaklıktandır; yemininde durmak, vefayı elden bırakmamak, çekinen kişinin işidir.
Peygamber dedi ki: Sizin andınızı mı doğru sayayım, Allah'ın andını mı?
Topluluk, ellerinde Mushaf, dilleri oruçla mühürlü, gene and içtiler.
Bu doğru, bu ter temiz söz hakkı için o mescidi kurmamız, Allah içindir.
Orda hiç düzen yok; orda ancak Allah'ı zikir var, gerçeklik var, dostluk var dediler.
İçi olmayan çekirdek fidan olur mu?
Allah, "suçları pek örterim ben" dedi, sırlarını söylemem; belâlara uğradığına dâir ancak bir belirtiyi söyleyeyim.
Cezasını verdiğimin bir tek belirtisi şu: Kulluk ediyor, oruç tutuyor, dua ediyor;
Namaz kılıyor, zekât veriyor, daha da başka şeyler yapıyor hani. Fakat bir zerrecik bile can tadı bulamıyor.
Kulluklar ediyor, yüce işler işliyor; ama bir zerre bile tad alamıyor.
Kulluğu güzel ama mânâsı güzel değil; cevizler çok ama içleri yok.
Tad gerek ki kulluklar meyva versin. İç gerek ki tohum ağaç olsun.
İçi olmayan çekirdek hiç fidan olur mu? Cansız şekil ancak hayâldir.
Nefis vurulmaktan anlar
Töhmet altında olan nefisdir; yüce akıl değil. Töhmet altındaki, duygudur; latif ışık değil.
Nefis şüphecidir, vur başına onun; vurulmaktan, dövülmekten anlar o, delil getirmekle yola gelmez.
Mucize görür, o çağda aydınlanır; ondan sonra hayâldi o der;
O şaşılacak şey göründü ya hani; gerçek olsaydı gece-gündüz, gözönünde kalmaz mıydı?
O, temizlerin gözlerinde kalır, hayvan gözüne eş dost olmaz o.
O şaşılacak şey, bu duygudan utanır, arlanır; hiç tavus kuşu, daracık kuyuda durur mu?
Çok söylüyor deme sakın bana; yüzde birini söylüyorum, o da kıl gibi hani.