BİSMİLLAH HER HAYRIN BAŞIDIR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


?
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
En son konular
» Halit Ertuğrul
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından sahra Çarş. Haz. 24, 2009 7:55 pm

» Ehl-i gaflet dünyasının hakikatini tasvir eder levhadır
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından FAKİR Paz Nis. 26, 2009 10:12 pm

» Ölüm Geliyorum Diye Davetiye Basmaz....!
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından FAKİR Paz Nis. 26, 2009 9:44 pm

» Anket Eklemek!!
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından LiSeLiM C.tesi Nis. 25, 2009 9:40 pm

» Foruma Video Eklemek
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından LiSeLiM C.tesi Nis. 25, 2009 8:59 pm

» MEHMET ÂKİF ERSOY
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından Güllere_Vurgunum Cuma Nis. 24, 2009 10:28 pm

» İmam-ı Azam Ebû Hanîfe
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından la edri Cuma Nis. 24, 2009 10:07 pm

» İsmail el-Buhari (r.a)
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından la edri Cuma Nis. 24, 2009 12:39 am

» Hz. Ali (r.a)
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından la edri Cuma Nis. 24, 2009 12:35 am

» Hz. Ömer (r.a)
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Emptytarafından la edri Cuma Nis. 24, 2009 12:28 am


 

 Sözler Yirmi Altıncı Söz

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
FAKİR
Administratör
Administratör
FAKİR


Mesaj Sayısı : 126
Teşekkür Et : 5
Uyarı :
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sözler  Yirmi Altıncı Söz Right_bar_bleue

Teşekkür Puanı : 13
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 06/01/09

Sözler  Yirmi Altıncı Söz Empty
MesajKonu: Sözler Yirmi Altıncı Söz   Sözler  Yirmi Altıncı Söz EmptySalı Ocak 27, 2009 12:04 am

Zeyl

Sözler  Yirmi Altıncı Söz B424
[Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; herkese menfaatlidir.]


Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarîkler pek çoktur. Bütün hak tarîkler Kur'ân'dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerin bâzısı bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kâsır fehmimle Kur'ân'dan istifade ettiğim acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır.

Evet, acz dahi, aşk gibi, belki daha eslem bir tarîktir ki, ubûdiyet tarîkıyla mahbubiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine îsâl eder. Hem şefkat dahi, aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsâl eder. Hem tefekkür dahi, aşk gibi, belki daha zengin, daha parlak, daha geniş bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsâl eder. Şu tarîk, hafî tarîkler misillü, "letâif-i aşere" gibi on hatve değil; ve tarîk-ı cehriye gibi "nüfûs-u seb'a," yedi mertebeye atılan adımlar değil; belki Dört Hatveden ibârettir. Tarîkatten ziyâde hakikattir, şeriattır. Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir. Yoksa onları yapmak veya halka göstermek demek değildir.

Şu kısa tarîkın evrâdı, ittibâ-ı sünnettir; ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa, namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır.
Birinci hatvedeSözler  Yirmi Altıncı Söz B596 -1- âyeti işaret ediyor
İkinci hatveyeSözler  Yirmi Altıncı Söz B597 -2- âyeti işaret ediyor.
Üçüncü hatveye Sözler  Yirmi Altıncı Söz B598-3- âyeti işaret ediyor.
--------------------------------------------------------------------------------

1- Nefislerinizi temize çıkarmayın. (Necm Sûresi: 32.)
2- Allah'ı unutanlar gibi olmayın ki, Allah da onlara kendi âkıbetlerini unutturmuştur. (Haşir Sûresi: 19.)
3- Sana her ne iyilik erişirse Allah'tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. (Nisâ Sûresi: 79.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://musallin.yetkinforum.com
FAKİR
Administratör
Administratör
FAKİR


Mesaj Sayısı : 126
Teşekkür Et : 5
Uyarı :
Sözler  Yirmi Altıncı Söz Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Sözler  Yirmi Altıncı Söz Right_bar_bleue

Teşekkür Puanı : 13
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 06/01/09

Sözler  Yirmi Altıncı Söz Empty
MesajKonu: Geri: Sözler Yirmi Altıncı Söz   Sözler  Yirmi Altıncı Söz EmptySalı Ocak 27, 2009 12:43 am

Dördüncü hatveyeSözler  Yirmi Altıncı Söz B599 -1- âyeti işaret ediyor.

Şu Dört Hatvenin kısa bir izahı şudur ki:
Birinci Hatvede,Sözler  Yirmi Altıncı Söz B600 âyeti işaret ettiği gibi, tezkiye-i nefs etmemek. Zîrâ, insan, cibilliyeti ve fıtratı hasebiyle nefsini sever. Belki, evvelâ ve bizzat yalnız zâtını sever; başka her şeyi nefsine fedâ eder. Mabuda lâyık bir tarzda nefsini metheder; mabuda lâyık bir tenzih ile nefsini meâyibden tenzih ve tebrie eder. Elden geldiği kadar kusurları kendine lâyık görmez ve kabul etmez; nefsine perestiş eder tarzında, şiddetle müdâfaa eder. Hattâ fıtratında tevdî edilen ve Ma'bud-u Hakikinin hamd ve tesbihi için ona verilen cihazât ve istidadı kendi nefsine sarf ederek,Sözler  Yirmi Altıncı Söz B601 -2- sırrına mazhar olur. Kendini görür, kendine güvenir, kendini beğenir.

İşte şu mertebede, şu hatvede tezkiyesi, tathîri, onu tezkiye etmemek, tebrie etmemektir.
İkinci Hatvede,Sözler  Yirmi Altıncı Söz B602 dersini verdiği gibi; kendini unutmuş, kendinden haberi yok; mevti düşünse, başkasına verir; fenâ ve zevâli görse, kendine almaz. Ve külfet ve hizmet makamında nefsini unutmak, fakat ahz-ı ücret ve istifade-i huzûzât makamında nefsini düşünmek, şiddetle iltizam etmek, nefs-i emmârenin muktezâsıdır. Şu makamda tezkiyesi, tathîri, terbiyesi; şu hâletin aksidir. Yani, nisyân-ı nefs içinde nisyan etmemek. Yani, huzûzât ve ihtirasâtta unutmak ve mevtte ve hizmette düşünmek
Üçüncü HatvedeSözler  Yirmi Altıncı Söz B603 dersini verdiği gibi; nefsin muktezâsı, dâimâ iyiliği kendinden bilip, fahr ve ucbe girer. Bu hatvede, nefsinde yalnız kusuru ve naksı ve aczi ve fakrı görüp, bütün mehâsin ve kemâlâtını, Fâtır-ı Zülcelâl tarafından ona ihsan edilmiş nimetler olduğunu anlayıp, fahr yerinde şükür ve temeddüh yerinde hamd etmektir. Şu mertebede tezkiyesi,Sözler  Yirmi Altıncı Söz B604-3- sırrıyla şudur ki: Kemâlini kemâlsizlikte, kudretini aczde, gınâsını fakrda bilmektir.
Dördüncü Hatvede,Sözler  Yirmi Altıncı Söz B605 dersini verdiği gibi; nefis, kendini serbest ve müstakil ve bizzat mevcud bilir. Ondan bir nevi rubûbiyet dâvâ eder. Ma'buduna karşı adâvetkârâne bir isyanı taşır. İşte gelecek şu hakikati derk etmekle ondan kurtulur. Hakikat şöyledir ki:
Her şey nefsinde mânâ-i ismiyle fânîdir, mefkuddur, hâdistir, mâdumdur; fakat mânâ-i harfiyle ve Sâni-i Zülcelâlin esmâsına âyinedarlık cihetiyle ve vazifedarlık itibâriyle şâhiddir, meşhuddur, vâciddir, mevcuddur.

Şu makamda tezkiyesi ve tathîri şudur ki: Vücudunda adem, ademinde vücudu vardır. Yani kendini bilse, vücud verse, kâinat kadar bir zulümât-ı adem içindedir. Yani, vücud-u şahsîsine güvenip, Mûcid-i Hakikiden gaflet etse, yıldız böceği gibi bir şahsî ziyâ-i vücudu nihayetsiz zulümât-ı adem ve firâklar içinde bulunur, boğulur. Fakat enâniyeti bırakıp, bizzat nefsi hiç olduğunu ve Mûcid-i Hakikinin bir âyine-i tecellîsi bulunduğunu gördüğü vakit, bütün mevcudâtı ve nihayetsiz bir vücudu kazanır. Zîrâ bütün mevcudât, esmâsının cilvelerine mazhar olan Zât-ı Vâcibü'l-Vücudu bulan, her şeyi bulur.

--------------------------------------------------------------------------------

1- Her şey helâk olup gidicidir-Ona bakan yüzü müstesnâ. (Kasas Sûresi: 88.)
2- Nefsinin arzusunu kedisine ma'bud edinip onun her emrine uyan kimse. (Furkan Sûresi: 43.)
3- Nefsini günahlardan arındıran kurtuluşa ermiştir. (Şems Sûresi: 9.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://musallin.yetkinforum.com
 
Sözler Yirmi Altıncı Söz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BİSMİLLAH HER HAYRIN BAŞIDIR :: ~İNNED DİNE İNDALLAHİ İSLAM ~ إن الدين عند الله الإسلام~ :: Tasavvuf-
Buraya geçin: