En son konular | » Halit Ertuğrul tarafından sahra Çarş. Haz. 24, 2009 7:55 pm
» Ehl-i gaflet dünyasının hakikatini tasvir eder levhadır tarafından FAKİR Paz Nis. 26, 2009 10:12 pm
» Ölüm Geliyorum Diye Davetiye Basmaz....! tarafından FAKİR Paz Nis. 26, 2009 9:44 pm
» Anket Eklemek!! tarafından LiSeLiM C.tesi Nis. 25, 2009 9:40 pm
» Foruma Video Eklemek tarafından LiSeLiM C.tesi Nis. 25, 2009 8:59 pm
» MEHMET ÂKİF ERSOY tarafından Güllere_Vurgunum Cuma Nis. 24, 2009 10:28 pm
» İmam-ı Azam Ebû Hanîfe tarafından la edri Cuma Nis. 24, 2009 10:07 pm
» İsmail el-Buhari (r.a) tarafından la edri Cuma Nis. 24, 2009 12:39 am
» Hz. Ali (r.a) tarafından la edri Cuma Nis. 24, 2009 12:35 am
» Hz. Ömer (r.a) tarafından la edri Cuma Nis. 24, 2009 12:28 am
|
| | yaradana donus apaciktir | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
bulent Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 8 Yaş : 45 Nerden : kocaeli Teşekkür Et : 0 Uyarı : Teşekkür Puanı : 0 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 20/01/09
| Konu: yaradana donus apaciktir Salı Ocak 20, 2009 11:40 pm | |
| İnsan Allahü tealaya ne kadar yaklaşırsa, hem dünyada hem ahirette mutlu olur. Tam ilmihal seadet-i ebediyye, büyük emek mahsulüdür, büyük zahmet mahsulüdür. Bu zahmeti bizler için yaptılar, bizler için hazırladılar. İlaç tamam, hasta belli... Şimdi eğer bu ilaç kullanılmazsa suç bizimdir.. Onun için bu ilacı kullamak zorundayız. Hem de bu ilaçtan başkalarının da istifade etmesine çalışmalıyız. İnsanın hayatta olması çok kıymetlidir. Dünyada bir nefes, ahiretin yüz milyon senesine bedeldir. Çünki burada bir kelime-i tevhid söylemek, bir "Allah" demek, oradaki teraziyi değiştirir. Yani hayat fırsattır. Dünya hayaldir. Hayal peşinde koşmamak lazımdır. Hayal peşinde koşanlar hayalperest olur (haylin ideali olmaz ki..). Gerçek olan ahirettir. O halde, ne mutlu ki, ne bahtiyarız ki, Allahü teala bize kendini tanıttı, sevdiklerini tanıttı, dinimizi tanıttı.... Bu nimetin elimizden çıkmaması, devam etmesi için şükrünü yapmak lazımdır. Bu nimetin şükrünü yapmak ise; bizden evvelkiler nasıl bize ulaştırdı ise, bizde bizden sonrakilere ulaştırmalıyız.. Bu bayrak elden ele devam etmelidir. Dinimizi öğrenmeğe ve öğretmeğe mecburuz, bununda en güzel şekli, ehl-i sünnet alimlerinin hazırladıkları kitabları okumak ve okutmaktır... şükür böyle olmalıdır.
İnsan Allahü tealaya ne kadar yaklaşırsa hem dünyada hem ahirette mutlu olur. İnsan Allahü tealadan ne kadar uzaklaşırsa hem dünyası hem ahireti perişan olur. Çünki Allahü teala kullarına ana babalarından daha şefkatli, merhametli ve bize bizden daha yakındır. Dolayısıyla bütün nimetleri veren, bizi insan olarak dünyaya getiren, bu imanı nasib eden, bu hizmetleri nasib eden, bu işleri veren saymakla bitmeyen nimetleri veren yüce Allaha sırt çevirmek, menfaatçilerle dost olmak kadim dostu bırakıpta başkalarıyla uğraşmak Cenab-ı Hakkın gücüne gider. Allah için yapılan işe ihlas, dünya için yapılana ise riya denir.. birbirinin tam tersi... yaptığımızı Allah için yapmalıyız. Ahmede çalışıp Mehmetden ücret beklenmez. Dolayısıyla insanlar beğensin, insanlar sevsin, methetsin, alkışlasın diye yaşarsak Cenab-ı Haktan ne bekleriz. Yediren, içiren hayat veren O .... Cenab-ı Allah bizden ne istiyor..; Onu Allah olarak tanımak, bilmek, iman etmek ve onun emir ve yasaklarına en azından saygılı olmak. Veysel Karani hazretlerine birisi gelmiş demiş ki; efendim bize nasihat verin. Buyurmuş ki "Allahı biliyor musun", biliyorum tabi demiş, "başka bir şey bilmene gerek yok" buyurmuş... bir tane daha nasihat ver deyince; "Peki Allah seni biliyor mu" buyurmuş. Elbette biliyor demiş. "Başkası bilmesede olur" buyurmuş. O bakımdan yaptığımız işleri ne için, kim için yaptığımıza, ihlasmı-riyamı olduğuna dikkat etmeliyiz. Her şey fanidir. Her gecenin bir sabahı, her sıkıntının bir ferahlığı vardır. Sabretmek, ferahlamanın anahtarıdır. Allahü teala, “ sabredenleri severim “ buyuruyor. Bir şeye kavuşan her şeye kavuşur. O bir şey, ışıktır, kaynaktır. İnsanın istifade edebilmesi veya edememesi, o bir şeye yakınlığına veya uzaklığına bağlıdır. Allahü tealaya emanet olunuz efendim. | |
| | | la edri Administratör
Mesaj Sayısı : 259 Nerden : . Teşekkür Et : 5 Uyarı : Teşekkür Puanı : 69 Reputation : 1 Kayıt tarihi : 07/01/09
| Konu: Geri: yaradana donus apaciktir Çarş. Ocak 21, 2009 2:23 am | |
| - Alıntı :
- Veysel Karani hazretlerine birisi gelmiş demiş ki; efendim bize nasihat verin. Buyurmuş ki "Allahı biliyor musun", biliyorum tabi demiş, "başka bir şey bilmene gerek yok" buyurmuş... bir tane daha nasihat ver deyince; "Peki Allah seni biliyor mu" buyurmuş. Elbette biliyor demiş. "Başkası bilmesede olur" buyurmuş. O bakımdan yaptığımız işleri ne için, kim için yaptığımıza, ihlasmı-riyamı olduğuna dikkat etmeliyiz.
Her şey fanidir. Her gecenin bir sabahı, her sıkıntının bir ferahlığı vardır. Sabretmek, ferahlamanın anahtarıdır. Allahü teala, “ sabredenleri severim “ buyuruyor.
Bir şeye kavuşan her şeye kavuşur. O bir şey, ışıktır, kaynaktır. İnsanın istifade edebilmesi veya edememesi, o bir şeye yakınlığına veya uzaklığına bağlıdır.
Allah (cc)ı bilmek çok güzel bir nokta ne kadar biliyoruz...! Sadece adını bilmek O'nu bilmek değildir yada bir iki farzı bilip tamam ben biliyorum demek değildir.. Allah (cc) hakkıyla kul olmayı nasip etsin inşallah.. Herşey de önce sabır insallah.. Anahtarsız hiç bir kapı açılmaz... İnşallah Cennetin anahtarı da sabırdır... | |
| | | FAKİR Administratör
Mesaj Sayısı : 126 Teşekkür Et : 5 Uyarı : Teşekkür Puanı : 13 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 06/01/09
| | | | FAKİR Administratör
Mesaj Sayısı : 126 Teşekkür Et : 5 Uyarı : Teşekkür Puanı : 13 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 06/01/09
| Konu: Geri: yaradana donus apaciktir Çarş. Ocak 21, 2009 1:23 pm | |
| sen burada misafirsin. Ve buradan da diğer bir yere gideceksin. Misafir olan kimse, beraberce getiremediği birşeye kalbini bağlamaz. Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın. Ve keza, bu fâni dünyadan da çıkacaksın. Öyleyse, aziz olarak çıkmaya çalış. | |
| | | HİRA Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 11 Nerden : Kocaeli Teşekkür Et : 0 Uyarı : Teşekkür Puanı : 0 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 13/01/09
| Konu: Geri: yaradana donus apaciktir Perş. Ocak 22, 2009 8:07 pm | |
| İkinci Meyve: Ey nefis! Ubûdiyet, mukaddeme-i mükâfat-ı lâhika değil, belki netice-i nimet-i sâbıkadır. Evet, biz ücretimizi almışız; ona göre hizmetle ve ubûdiyetle muvazzafız.
Çünkü, ey nefis! Hayr-ı mahz olan vücudu sana giydiren Halık-ı Zülcelâl sana iştihâlı bir mide verdiğinden, Rezzâk ismiyle bütün mat'umâtı bir sofra-i nimet içinde senin önüne koymuştur. Sonra, sana hassâsiyetli bir hayat verdiğinden, o hayat dahi bir mide gibi rızık ister. Göz, kulak gibi bütün duyguların, eller gibidir ki, rûy-i zemin kadar geniş bir sofra-i nimeti o ellerin önüne koymuştur. Sonra, mânevî çok rızık ve nimetler isteyen insaniyeti sana verdiğinden, âlem-i mülk ve melekût gibi geniş bir sofra-i nimet, o mide-i insaniyetin önüne ve aklın eli yetişecek nisbette sana açmıştır. Sonra, nihayetsiz nimetleri isteyen ve hadsiz rahmetin meyveleriyle tegaddî eden ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyeti ve imânı sana verdiğinden, daire-i mümkinât ile beraber, Esmâ-i Hüsnâ ve Sıfât-ı Mukaddesenin dairesine şâmil bir sofra-i nimet ve saadet ve lezzet sana fethetmiştir. Sonra, imânın bir nuru olan muhabbeti sana vermekle, gayr-i mütenâhî bir sofra-i nimet ve saadet ve lezzet sana ihsan etmiştir. Yani, cismâniyetin itibâriyle küçük, zayıf, âciz, zelîl, mukayyed, mahdut bir cüz'sün. Onun ihsanıyla, cüz'î bir cüz'den, küllî bir küll-ü nurânî hükmüne geçtin. Zîrâ, hayatı sana vermekle, cüz'iyetten bir nevi külliyete; ve insaniyeti vermekle, hakiki külliyete; ve İslâmiyeti vermekle, ulvî ve nurânî bir külliyete; ve mârifet ve muhabbeti vermekle, muhît bir nura seni çıkarmış.
İşte ey nefis! Sen bu ücreti almışsın. Ubûdiyet gibi lezzetli, nimetli, rahatlı, hafif bir hizmetle mükellefsin. Halbuki, buna da tembellik ediyorsun. Eğer yarım yamalak yapsan da, güyâ eski ücretleri kâfi gelmiyormuş gibi, çok büyük şeyleri mütehakkimâne istiyorsun. Ve hem, "Niçin duâm kabul olmadı?" diye nazlanıyorsun. Evet, senin hakkın naz değil, niyazdır. Cenâb-ı Hak, Cenneti ve saadet-i ebediyeyi mahz-ı fazl ve keremiyle ihsan eder. Sen, dâimâ rahmet ve keremine ilticâ et, Ona güven ve şu fermanı dinle:
Buyurun ikinci meyvenin yarısı | |
| | | | yaradana donus apaciktir | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |