la edri Administratör
Mesaj Sayısı : 259 Nerden : . Teşekkür Et : 5 Uyarı : Teşekkür Puanı : 69 Reputation : 1 Kayıt tarihi : 07/01/09
| Konu: İman nedir..? Ptsi Ocak 12, 2009 4:23 am | |
| İman, lügat manası bakımından, bir şeye inanmak ve bir şeyi doğrulamak demektir. "Bu iş böyledir, şöyledir" diye hüküm vermektir.
Din teriminde ise, Yüce Allah'ın dinini kalb ile kabul edip Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in bildirdiği şeyleri kesin olarak kalb ile doğrulamaktır.
Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (a.s.v)'e imanın ne olduğu sorulunca şu şekilde cevap vermiştir;
"İman; Allah 'tan başka ilah olmadığına, Hz. Muhammed (a.s.v)'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna, Allah'ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, Ahiret gününe, kaza ve kadere, hayır ve şer her şeyin Allah 'in takdiri ve yaratmasıyla olduğuna inanmaktır. " (Buhâri, Müslim, Ebû Dâvud)
Hadis-i şerifte de geçtiği üzere, İman; Allah-u Zülcelal'in, Cebrail (a.s) aracılığı ile, Hz. Muhammed (a.s.v)'e göndermiş olduğu semavi hükümlere kesin olarak inanıp kalben tasdik ve dil ile ikrar etmektir. Bu da iki şekilde olur;
1-İCMÂLİ İMAN: iman edilecek şeylere kısaca ve bir bütün olarak iman etmektir. Buna göre bir kimse, manasını bilerek ve inanarak kelime-i tevhidi söylese, icmali olarak iman etmiş olur.
2-TAFSİLİ İMAN: İman edilecek şeylerin her birine açık ve geniş bir surette, ayrıntılı bir bilgi ve idrak ile iman etmektir. Başka bir ifadeyle, altı iman esasını; namaz, oruç, hac, zekat gibi farz kılınan ibadetleri; içki içmek, kumar oynamak, adam öldürmek, zina yapmak gibi haram kılınan şeyleri öğrenmek, tasdik etmek, helali helal, haramı da haram bilmektir.
Ehl-i sünnet itikadına göre, kalbin bilmesi ve tasdik etmesi iman için yeterlidir.
En son _rana_ tarafından Salı Şub. 03, 2009 12:15 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
|
KENZ Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 14 Teşekkür Et : 1 Uyarı : Teşekkür Puanı : 0 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 06/01/09
| Konu: Geri: İman nedir..? Ptsi Ocak 12, 2009 4:28 am | |
| Tevhid iki çeşit olur: * Birisi âmiyâne tevhiddir ki, "Allah’ın şeriki yok ve bu kâinat Onun mülküdür" der. Bu kısım tevhid sahiplerinin fikirce gaflet ve dalâlete düşmeleri korkusu vardır. * İkincisi hakikî tevhiddir ki, "Allah birdir, mülk Onundur, vücut Onundur, herşey Onundur" der; lâyetezelzel bir itikada sahiptirler. Bu kısım tevhid sahipleri, herşeyin üstünde Cenab-ı Hakkın sikkesini görür ve herşeyin cephesinde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sayede huzurî bir tevhid melekesi mâliki olurlar ki, dalâlet ve evhamın taarruzundan kurtulurlar. Mesnevi-i Nuriye, Sayfa 13 | |
|